Hipokrat’tan günümüze evrensel hekimliğin en önemli değerlerinden biri “önce zarar verme” ilkesidir. “Yararlı olma” ilkesi de hayvanların sağlık ve refahına verilecek zararın engellenmesi ve iyiliğin artırılması halidir.

Söz konusu kanun teklifi ile sahipsiz sokak hayvanlarından geçen Kuduz başta olmak üzere zoonotik hastalıkları, halk sağlığı ile gerekçelendirilerek sokaktaki hayvanların ötenazisine yasal bir zemin hazırlanmaktadır. Oysa ülkemizde hayvan hastalıkları ve hayvanlardan geçen hastalıkların önlenmesi konusunda gerekli yasal düzenlemeler, hayvanların ötenazisi ile değil, Türkiye’de Tek Sağlık sisteminin kurumsal olarak oluşturulabilmesi ile sağlanır. Ötanazi sağlıklı bir hayvana uygulandığında katliamdan başka bir anlam taşımaz. Sağlıklı hayvanların ötanazisi ve itlafı etik, insani ve vicdani değildir, evrensel hekimlik değerleri ile de bağdaşmaz.

Türk Dişhekimleri Birliği olarak sahipsiz hayvanların itlafına sebep olacak her türlü uygulamanın karşısındayız ve bu uygulamaları hayvan refahı açısından kabul edilemez buluyoruz. Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (WOAH), evcilleştirilmiş bir tür olan köpeklerin topluma bağımlı olduğunu, sahipsiz oldukları durumlarda dahi sağlık ve refahlarını sağlamanın etik bir sorumluluk olduğunu hatırlatmaktadır.

Katliam ve tecrit riskiyle karşı karşıya olan, tıpkı bizim gibi birer kent sakini olan sokak hayvanlarının yanındayız.