Kamuoyunda haklı olarak “haraç” olarak nitelendirilen yıllık harç uygulaması, TBMM ve Sağlık Bakanlığı nezdinde yaptığımız tüm itiraz ve girişimlere rağmen, Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 7566 sayılı Kanun ile kabul edilmiş; 19 Aralık 2025 tarihli ve 33112 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Söz konusu Kanun ile birçok sektörü ilgilendiren yıllık ruhsat ve yetki belgesi harçları yeniden düzenlenmiş; özel sağlık kuruluşları bakımından ilk ruhsatlandırma aşamasında ödenen harçlara ek olarak, herhangi bir ilave hizmet karşılığı olmaksızın her yıl tekrarlanan yeni bir mali yükümlülük getirilmiştir.

Özel sağlık kuruluşları, açılış aşamasında ruhsatlandırma adı altında harç ödemekte olup, faaliyetlerini sürdürürken gelir vergisi ve KDV mükellefi olarak yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirmektedir. Buna rağmen; herhangi bir vergi indirimi, ucuz kredi, hizmet alım garantisi, hasta garantisi veya benzeri bir kamu desteği olmaksızın,tamamı öz kaynaklarla kurulan sağlık kuruluşlarında hizmet sunulmakta; ayrıca sektör, ülke genelinde önemli ölçüde istihdam sağlamaktadır.

Bu koşullar altında, herhangi bir hizmet veya karşılık olmaksızın, yalnızca faaliyet yürütülüyor olması gerekçe gösterilerek her yıl yeniden harç alınması, vergi adaleti, mali güç ilkesi ölçülülük ve hakkaniyet ilkeleriyle bağdaşmamaktadır.

KAPSAM VE HARÇ TUTARLARI
Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti Sunan Özel Sağlık Kuruluşları İçin uygulanacak yıllık ruhsat harçları 

a) Ağız ve diş sağlığı muayenehaneleri: 20.000 TL
b) Ağız ve diş sağlığı poliklinikleri: 30.000 TL
c) Ağız ve diş sağlığı merkezleri: 40.000 TL
ç) Ağız ve diş sağlığı hastaneleri: 40.000 TL şeklinde belirlenmiştir. 

Bu harçlar; büyükşehir belediyesi olan illerde, nüfusu 30.000’i aşan ilçelerde,bir kat artırımlı olarak uygulanacaktır.

YÜRÜRLÜK VE ÖDEME
Uygulama 01.01.2026 tarihinde yürürlüğe girecek, ödemeler herhangi bir tebliğ beklenmeksizin Ocak ayı içerisinde yapılacaktır.

DEĞERLENDİRME
Bu düzenleme; hizmet karşılığı olmayan, süreklilik arz eden, gelirle ve kapasiteyle orantısız yapısı nedeniyle harç niteliğini aşmakta, fiilen ek bir vergi yükü oluşturmaktadır.

Başta Anayasa’nın 73. maddesinde düzenlenen mali güç ve vergi adaleti ilkesi olmak üzere, birçok anayasal ilke bakımından ciddi hukuki sakıncalar barındırmaktadır.

Bu nedenle söz konusu uygulamaya karşı hukuki ve demokratik tüm yolların kullanılmaya devam edileceğini, dava açmaya yetkili siyasi partiler tarafından açılması muhtemel iptal davasına katkı çalışmalarında bulunulacağını kamuoyuna saygıyla duyururuz.