HERKES VE HERŞEY İÇİN DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ

Fransa`nın, "Ermeni soykırımı yoktur" demeyi suç sayan yasa girişimi,  düşünce özgürlüğüne indirilmiş bir darbedir ve de uygar dünyanın kuralları daima kendi çıkarlarına göre yorumladığının açık bir örneğidir.  

TBMM de yer alan siyasi parti yetkililerini ve hükümeti; insan hakları, hukukun üstünlüğü gibi değerleri  sahiplenmediği ve uygulamadığı için eleştiren Fransa’nın, düşünceyi hapis ve parayla cezalandırılacak bir suç sayması  çiftte standart anlayışının ve samimiyetsizliğin somut göstergesidir.  

Siyasi hesaplar uğruna  iki ülke arasındaki köklü ilişkileri bir daha tamir edilemeyecek ölçüde zedeleyecek böylesi bir girişimde bulunmak akil siyaset adamlarının yapacağı bir iş değildir.  

Tarihi olaylar, tarihsel koşulları içinde ve ancak konunun uzmanları tarafından ele alındığında sağlıklı sonuçlar çıkabilir. İki ülkeyi ilgilendiren bir konuda, üçüncü bir ülkenin kendisini hakem tayin ederek aksi görüşü savunan fikirleri cezalandırmaya kalkışması,   sağduyudan uzak, taraflı bir yaklaşımın somut bir göstergesidir.  

Fransa gibi düşünce özgürlüğünün öncüsü olduğu iddiasındaki bir ülkenin, düşünceyi hapis ve parayla cezalandırılacak böyle bir girişimi hayata geçirmesi; içinde bulunduğumuz modern çağda, Orta Çağ zihniyetine geri dönüşü temsil edecektir. 

Bizler, sağduyulu siyasetçilerin bu talihsiz girişimi engellemesini ve Fransa’nın yaptığı bu yanlıştan çok geç olmadan geri dönmesini istiyoruz. Ayrıca TBMM de bulunan siyasi partilerin  Fransız siyasetçilerinin yanlışlarına, siyasi zihniyetine düşmeden akılcı kararlar almasını  bekliyoruz. 
 

TÜRK DİŞHEKİMLERİ BİRLİĞİ