Cumhurbaşkanlığı seçimi tartışmalarının odak noktasını, toplumsal mutabakat ve mutabakatın temelini oluşturan demokratik değerler oluşturmalıdır. 

Demokrasinin sadece seçim olmadığı ve çoğunluğun desteğini alanın her istediğini yapma hakkının demokrasi olamayacağı ve demokrasinin  “uzlaşı” rejimi oluğu bilinmelidir. 

TBMM’deki bileşimin seçim yasası nedeni ile halkın siyasi tercihini temsil etmediği bir gerçektir. Meclisteki parmak sayısı ile yapılacak bir seçimin yasal olacağı kesindir. 

Ancak, önemli olanın kamu vicdanı olduğu ve kamu vicdanının da sadece bir partinin milletvekili ve seçmeni açısından düşünülmemesi gerektiği bilinmelidir. 

Cumhurbaşkanının tüm toplumsal-sosyal ve siyasal kesimlerin “genel kabulünü” gören vasıflarda bir kişi olmasının, yaşanılacak gerginliklerin önünün kesilmesinde önemli olacağı bilinmelidir. 

Demokrasinin temel ilkelerinden biri olan kuvvetler ayrılığının giderek yok edilmeye çalışıldığı ülkemizde, “laiklik yandaşlığı ve karşıtlığı” üzerinde yapılan tartışmaların hiçbir siyasi partiye yararı olmayacağı gibi, ülkemize ciddi zararlar verebileceği iktidar muhalefet ve diğer siyasi aktörler tarafından görülmelidir. 

AKP’yi ve diğer siyasi partileri; sağduyulu olmaya, demokrasinin kurallarını ve değerlerini siyasi ihtiraslarına kurban etmemeye, toplumun daha fazla gerilmesine yol açan bu sürecin bir an önce sonlandırılmasına yönelik duyarlı olmaya davet ediyoruz.

Cumhurbaşkanlığı seçimini; “var olmak ve yok olmak” anlayışına indirgeyen siyasi yaklaşımların ve  “ben istediğimi yaparım” gibi dayatmacı siyasi anlayışın bir açmaz olduğunu, toplumun duyarlı ve dinamik kesimlerinin uyarılarının dikkate alınmasının gerekliliğini kamuoyunun dikkatine sunarız.


Saygılarımızla,   
Celal Korkut YILDIRIM
Türk Dişhekimleri Birliği
Genel Başkanı